- SEVGİNİN HAKİKATI NEDİR?

SEVGİNİN HAKİKATI NEDİR?

"Size içinizden huzurun kaynağını idrak etmeniz için,eşler yaratması, birbirinize karşı sevgi ve şefkat var etmesi,O’nun kendi varlığının ve kudretinin göstergelerindendir. Elbette bunda, düşünen kimseler için işaretler vardır." (Rum suresi,21) Evet,Allah c.c hiç kimseye sevme yeteneği vermemiştir,Sevmek O'na has bir özelliktir,seven,(el-vedud) sevgi var eden,sevilen O'dur.O'ndan başka,her an yaratılmaya tabi olan insan ve canlıların üzerinde sevgi ancak Allah'ın yaratmasıyla meydana gelmektedir. Bu nedenle görünen herşey üzerinde sevginin Allah'tan geliyor olduğu düşünülmeli,Allah'a ait olan bu özellik hiç kimseye ve hiç birşeye isnad edilmemelidir.Sevginin Allah'tan başkasının meydana getiriyor olduğu düşüncesiyle zanna uymak,yanılgıya düşmektir."Eğer dünyada bulunan insanların çoğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar sırf zanna uyarlar ve yalan söylemektedirler." (Enam suresi,116)

Bu zanna uymamak,yanılgıya düşmemek için,bizlere her an lutuflarda bulunan Allah c.c. hatırlanmalı,bu hatır ile O'nun hakkı yerine getirilmeye gayret edilmelidir."O’dur beni yaratan,hayat ve içindeki imkânları lutfeden,madden ve mânen yol gösteren.Bana yediren ve içiren O'dur.Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur." (şuara,78-80)"

Günlük hayat içersinde çarşı ve pazarlarda akıllardan hiçbir zaman çıkmaması gereken Allah'tan başka hatırlanması gereken yaratıcı başka bir varlık yoktur,O'nun hiçbir şeriki (ortağı) olamaz,"la ilahe illallah hu vahdehu la şerikela" şuuruyla her nerde olursak olalım,akıllarda hep Allah(c.c) olmalı nereye bakılsa hep bir olanın lutufta bulunduğu idrak edilmelidir.Özellikle çarşı ve pazarlarda karşımızdaki kişilerin adım atmasından mimiklerine,her hal ve hareketlerinde Allah'ın yaratıyor olduğu akıllara gelmeli,hiçbir özellik hiçbir kimsenin şahsına verilerek rabbimize karşı ortak isnad edilmemelidir.O'dur rab olan,idare eden,yönlendiren,yöneten ve heryerde her an O'nun rububiyeti müşahade edilmeye niyet edilmelidir. "Rabbinin adını an ve bütün benliğinle yalnız O’na yönel." (Muzemmil suresi,8)

"Öyle insanlar vardır ki, Allah’tan başkasını Allah’a ortak tutarlar, tıpkı Allah'a özgü olması gereken bir sevgi ile (sevginin kaynağını unutmaları sebebiyle,başkasını ilah edinerek) onları severler. Müminlerin Allah’a olan sevgileri ise her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir. Böyle yaparak kendilerine zulmedenler, azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün kuvvet ve kudretin yalnız Allah’a ait olup, Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu, keşke şimdiden bilselerdi!" (Bakara suresi,165)

Evet,müminler her şey üzerinde görülen iyilik,ikram ve lutufların Allah'tan geldiğini,her şey üzerinde Allah'ın ilmini,kudretini görüp,idrak edip,hatırladıkları nisbetinde Allah'a olan sevgileri daha ileri ve daha kuvvetlidir,böyle oluşu yaratılmakta olan herşey üzerinde Allah'ın yaratmasının farkındalığı içersinde olduklarındandır. Hz.Mevlana'nın şu sözü konuya açıklık getirmektedir "Suretlerde kalırsan putperestsin ;Sureti bırak ve manaya bak.".1400 sene evvel mekkeli Müşrikler "Allah" varlığını ve yüceliğini kabul ediyorlardı. Ancak Allah'a yaklaştırcağına inandıkları bazı kişi ve olguları da kabul ediyorlardı. Allah'a inandığı halde,Allah'a ait özellikleri başka mahluklara has kıldıkları için onlara "Allah'a ortak koşan" anlamına gelen "müşrik" denilmiştir.

"İyi bilin ki halis din, yani bütün gönlüyle candan bağlılık, yalnız Allah’a yapılır. Allah’tan başka birtakım dostlar edinerek: "Biz onlara sırf bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye bağlılık gösteriyoruz." diyenlere gelince, elbette Allah, onların hakkında ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir. Allah yalancılığı, nankörlük ve inkarcılığı huy edinenleri hidâyet etmez, emellerine kavuşturmaz." (Zümer suresi,3)

Allah’a yakınlık sağlamak üzere, Allah’dan başka ilâh edindikleri kimseler, o hâlde kendilerine yardım etseydi ya! Hayır! O ilah edindikleri kimseler kendilerinden kaybolup gittiler. İşte onların yalanı ve uydurup durdukları şey,budur! (Ahkaf suresi,28)

"Eğer onlara: "gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorarsan "Allah!" derler. De ki: "Peki öyleyse, şimdi baksanıza Allahtan başka bağlılık gösterdiğiniz şu şeylere: Allah bana bir zarar vermek istese onlar, onun zararını giderebilir mi? Ya da bana bir rahmet dilese, onlar, onun rahmetini engelleyebilirler mi? De ki: -Allah bana yeter. Bağlananlar yalnız ona bağlansınlar." (Zümer Süresi, 38. Ayet)

Evet her an gönüllerde mutluluğu yaratan gerçek güzellik sahibi Allah'tır,her nereye bakılsa,her kim olursa,görünenin arkasında kendini gizleyen,iyilik ve güzellikleri sana gönderen,her an akıllarda hatırlanması gereken O'dur,her kim ve her ne iyiliklerle karşılaşırsak karşılaşalım bize gelen ikram ve lutufları rabbimizden bilmeli,her an Onu düşünmeyi gayret etmeliyiz. "De ki: "Ey Ehl-i kitap! Bizimle sizin aramızda birleşeceğimiz, müşterek ve âdil şu sözde karar kılalım: "Allah’tan başkasına kul olmayalım. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, kimimiz kimimizi Allah’tan başka rab edinmesin." Eğer bu dâveti reddederlerse: "Bizim, Allah’ın emirlerine itaat eden müminler olduğumuza şahid olun!" deyin." (Ali-imran,64)

İnsanın Allah’ı unutması, İnsanın Allah’la olmazsa olmaz ilişkisini yok farzetmesi,görmezden gelmesidir.Allah’ın insanla olmazsa olmaz ilişkisi dediğimizde de,insanın yaratılışını,varoluşunu,hayatını idame ettirmesini hayatını idame ettirdiği dünyasını,nefes alışını,rızkını,üreyip çoğalışını,sevmeyi sevilmeyi hayatının sona erişini ve bu arada insan hayatına giren binlerce,milyonlarca,milyarlarca oluşu ancak Allah’ın takdir etmesi ve yaratması ile gerçekleşdiğini unutması anlaşılıyor, Çünkü bütün bu olmazsa olmaz ilişki çerçevesi,insanın Allah’la bir “hukuk” unun olmasını gerektiriyor ve insan unutunca,bu hukuku da devre dışı bırakacağını sanıyor.İnsanın Allah’la hukuku,Allah’a karşı sorumluluğunu gerektiriyor.

"Ey iman edenler! Allah’ın hukukunu gözetin,onun hakkını ihlal etmekten sakının,O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda mücahede edin ki korktuğunuzdan kurtulup umduğunuza kavuşasınız." (Maide suresi,35)

Peki ne anlaşılmalı “Allah’ı unutmak” deyince? “Allah’ı unutmak” , “Allah yok” demek değildir,O’nu zihnin geri planlarına itmek, gündeminde bulundurmamak,yok farzederek bir dünya kurmak anlamına geliyor.örneğin, Kendi kendime yiyorum,içiyorum,kendi kendime nefes alıyorum,neslimi kendi kendime devam ettiriyorum ve kendi gücü,kuvveti ve ilmiyle hareket ettiğinin düşüncesiyle yanılgıya kapılarak,her an her zerrede akla gelebilecek herşeyi Allah'ın lutfediyor olduğunu unutmaktır."De ki: "Benim namazım da,her türlü ibadetlerim de,hayatım da ölümüm de hep Rabbülalemin olan Allah’a aittir.Eşi ortağı yoktur O’nun. Bana verilen emir budur.O’na ilk teslim olan da benim." (Enam suresi,162-163)

“Sakın Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendini unutturduğu kimseler gibi olmayın.Onlar yoldan çıkan günahkar kimselerdir.” (Haşr Suresi,19) ayeti bu konuyu özetlemektedir.Allah'ın rabblığını unutmak,başka bir ifadeyle insanın kendi hevasını ilahlaştırması durumudur."Baksana kendi heva ve hevesini ilah edinen, ilmi olduğu halde Allah’ın kendisini şaşırtıp,kulağını ve kalbini mühürlediği, gözlerine de perde çektiği kimsenin haline! Hakkı görmemekte ve azgınlıkta ısrar etmesi sebebiyle Allah’ın şaşırttığı bu kimseyi kim yola getirebilir? Hala ibret alıp,düşünmüyor musunuz? " (casiye suresi,23)


ANASAYFA	HZ.MUHAMMED	KÜLTÜR SANAT	MAKALE VE DENEMELER	İSLAMİ BÖLÜM	YAZI ATÖLYESİ	E-KİTAP	ZİYARETÇİ DEF.	MOZİLLA FİREFOX