Gücün mânevî kapısı: Kalbimiz

 
Gücün mânevî kapısı: Kalbimiz
Gücün mânevî kapısı: Kalbimiz

Yeryüzünde baş döndürücü işler yapan insanlara sunulan manevî gücün, hangi kanaldan geçerek geldiğini merak ettiniz mi? Tarihi değiştiren insanları incelediğinizde keşfedeceksiniz:
Onlar duygularıyla yaşadılar. En inanılmaz örneğini Peygamberimizden(asm) öğrendik:
Öylesine içten gülü yordu ki, dağlara taşlara neşe saçıyordu; ama,ağladığında da sabahlara kadar, gözyaşları dinmiyordu. Neden duygu ve neden kalp?

Başarıya odaklanan bir dostum bana şöyle yazmıştı: “Başaracağım, çünkü tüm hedeflerim aklımda…” Ona şu cevabı verdim: “Lütfen o hedeflerini kalbine yükselt; çünkü arzularını sana verecek kudrete, aklın yalan söyleyebilir; ama kalbin kesinlikle doğruyu söyleyecektir.”
Aklımız düşünür, kalbimiz hisseder. Gerçek niyetimiz aklımızdan değil, kalbimizden geçendir. Aklımız madde kadar dar, kalbimiz ruh kadar engin bir evrende gezinir. Güç kalptedir ve Peygamber(asm) şu sözle kalbimize dikkat çeker: “Şüphesiz Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak amellerinize ve kalplerinize bakar.”
Keskin ve güçlü duygularla dile getirilen bir istek, ilgisiz ve duygusuz binlerce istekten daha çarpıcı ve sarsıcıdır; çünkü canlıdır. Çünkü ruh candır ve ruhtan çıkan her şey, canlılık özelliğiyle birlikte çıkar. Eğer söylediğiniz sözlerden kıyamete kadar sizi destekleyecek ruhaniler yaratılmasını istiyorsanız, kalbinizle, içtenliğinizle ve duygularınızla isteyin. Çünkü söz ağızdan, duygu yürekten kopar. Söz, maddesel bir enerjidir; en fazla metrelerce uzağa gidebilir, sonra dağılıp yok olur. Oysa duygu, ruhsal bir enerjidir; maddeye çarpmaz, madde onu emerek sindiremez. Maddenin sınırlarından sıyrılır, ruhaniler arasında sonsuza değin dalgalanmaya ve işitilmeye devam eder.
Duygular, bir defa istemenin gücünü, bir milyon kez istemek kadar büyütebilir. Sesi çığlığa dönüştüren duygudur. Kimyasal bomba ile atom bombası arasındaki güç farkı, bombaların büyüklüğünden kaynaklanmaz; yoğunluğundan, içeriğinden ve tekniğinden kaynaklanır.
Zübeyir Gündüzalp’in “insan ne düşünüyorsa odur” sözü doğru; ama, çoğu kişi “ben düşündüğümü başaramıyorum” diyerek itiraz ediyor. Düşündüğünüzü başaramamanızın asıl nedeni, düşüncelerinizi duygu üretecek kadar yoğunlaştırmamanızdır.
Başkasında etki yapan her şey, başkasına verdiğinizden kaynaklanır. Başkasına bir şey vermiyorsanız, onda hiçbir etki oluşturamazsınız. Malınızdan bir parça vererek etkilersiniz. Peki sevdiğinizde verdiğiniz nedir? Seven, malından değil, ruhundan bir parça veren insandır. Mal verildikçe azalır, ruh verildikçe kopyalanır.
İslâm Peygamberi(asm) der ki: “Kalbiniz incelip duygulandığında dua etmeyi ganimet bilin.” Kuran’da denir ki: “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Muhakkak ki O (Allah) haddi aşanları sevmez .” Neden kalbiniz inceldiğinde, neden yalvara yakara? Çünkü duygusal incelik daha fazla ruhsaldır; çünkü daha fazla duygusaldır.
Kişisel gelişim ve değişim stratejilerinin eninde sonunda başvurmak zorunda kalacağı bir dizi Peygamber sözüne dikkatinizi çekiyorum: “Şu üç dua vardır ki, hiç şüphe yok kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası, babanın çocuklarına duası. Kafir de olsa mazlumun bedduasından sakının. Çünkü onun Allah’a ulaşmasına engel olacak hiç bir perde yoktur. Çok günahkâr da olsa, zulme uğrayan kimsenin duası kabul edilir. “
Tüm bu sözlerdeki ortak temaya dikkat edin: Acı ve çile çeken insanlar, hastalar, mazlum ve masumlar, yetimler, kimsesizler, anne babalar… Derin ve samimi duygularla kuşatılmış insanlardır bunlar. Söz ve anlam bu insanların ağızlarından değil, kalplerinden çıkar. Bu insanların güçleri ellerinde veya dillerinde değil, ruhlarındadır. Kendinizi derin duygu ve isteklerle kuşatmanız için, hasta ve yetim olmak zorunda değilsiniz. Hastaların ve yetimlerin yardımına koşun, en azından onlara güler yüzünüzle ve şefkat ellerinizle destek olun yeter.
Yoğun duygularla istediğinizde, ruhunuzdan bir özellik veya güç, çevreye yayılır. Bir gül çiçeği saldığı kokusuyla sevimli simaları nasıl kendine çekerse, insan da ruhundan çevreye yayılan duygulu isteklerle sevgiyi ve dostluğu öyle kendine çeker.
Her duygu, tüm evreni kapsayacak kadar genişleme potansiyeline sahiptir. Kalbinizdeki sevgi, her şeyi kuşatabilecek kadar büyüyebilir. Öfke katliama dönüşebilir. Şefkat tüm yavrulara dağılabilecek kadar gelişebilir. Paranızı birkaç kişiye, tebessümünüzü birkaç bin kişiye; ama sevginizi milyarlarca kişiye dağıtabilirsiniz. Para paylaşıldıkça azalır; ama, olumlu duygu paylaşıldıkça artar.
Paranızla dünyayı satın alamazsınız; ama sevginizle tüm evren gönül rızasıyla size ait olur. Beni seven, “sen BENİM kardeşimsin” derse, doğru söyler. Sevdiğim çiçeğe baktığımda, “ben sana aitim” dediğini hissediyorum. Yaratıcının cömertliğine hayran kalıyorum: Yer yüzünün en fakir insanına, tüm evreni kendisine mal edecek enginlikte bir sevgi çekirdeği bağışlamıştır. Ay onundur, Güneş ve dağlar onundur. Yağmurla bir sevgili gibi sevişmekte hürdür.
Milyonlarca insan doğuştan getirdiği bu zenginliği kullanmadan ölmüştür. Çünkü nefret etmekte hür bırakılan ve ne yazık ki nefret etmeyi tercih eden tek yaratık, insan nesli arasından çıkmıştır. Ya nefret etmiş; ya da sevgisine karşılık, yani menfaat beklemiştir; yani gerçekten sevmemiştir. Çıkarcı sevgi, sevgi midir?
Düşünceler dış dünyaya, duygular iç dünyamıza, ruhsal alana yakındır. Duyularımız ve sezgilerimiz ise her iki alandan da kaynaklanan veriler alır. Düşüncenin hayata etkisi Batı düşünürlerinin ve gelişim uzmanlarının iddia ettiği gibi mutlak ve doğrudan değildir, ruhsal boyut vasıtasıyladır. Duygu üretemeyen ve bu yüzden ruhsal enerjiyi maddî enerjiye dönüştüremeyen düşüncelerle, fizik dışı alana erişemezsiniz. Duygusuz düşünce boşlukta kürek çekmeye benzer. Suya daldırdığınız kürek denizden nasıl güç alırsa, duyguya bulaştırdığınız düşünce de ruhunuzun sahibinden öyle güç alır.
Duygu, gücün yansıdığı alandan, ruhtan gelir. Daha derin duygu, daha etkileyici güçtür. En yenilmez insan, karşınızda en keskin ve kesin duygularla direnen insandır. Heyecan bulaşıcıdır. Kendi duygularına hâkim olan başkalarının duygularına da hâkim olabilir. Başkasını sevindiren, ancak sevinebilendir; ağlamayan ağlatamaz.
İnsan, akıl kadar küçük bir vücudun, kalp kadar büyük bir ruhla buluşturulmasının ürünüdür. Sevgi dolu bir bebeğin gözlerine bakınca, büyük bir ruhla dünyaya gönderildiğimizi görüyorum. Ama bazılarımız kalplerinden kopup salt akıllarına dayanarak küçülmeyi tercih ediyorlar.
Bazı geceler, düşünüyorum: Büyükleri bizden farklı kılan nedir? Hayatlarını irdelerken, hep aynı farkla, belki de bir tek temel farkla karşılaşıyorum: Öylesine güçlü duyguları var ki, gerekirse sabahlara kadar uyumadan çalışabilirler; gerektiğinde, günlerce aç kalmaya hazırlar; ihtiyaç varsa, hayatlarını feda etmekten zerre kadar tereddüt etmezler. Çünkü, insanı yırtınırcasına çalıştıran tek enerji kaynağı duygudur.
Oysa ben, bazen duygusuz, üşengeçliğinden, çayını içmekten aciz zavallı. Beni gecenin karanlığında ansızın çarpacak bir deprem mi uyandırmalı? Bir kalp krizine yakalanınca; “eyvah, tüm emeklerim boşa gidiyor” feryatlarıyla mı kendime gelmeliyim? Yaratıcımızın şanına layık zirvelere yükselmek istiyorsak, her gece uyumadan önce kendimizi sorgulamalıyız.
Bence bu söz aklımızdan çıkmasın: “Kalbiniz incelip duygulandığında dua etmeyi ganimet bilin.” Ağlamak da bir duygulanmadır; sevinmek de. Şiddetli acımızı olduğu kadar, şiddetli sevincimizi de Yaratıcımızla paylaşalım. O zaman zenginliğin kapısının kalbimizden geçtiğini keşfedeceğiz

MUHAMMED BOZDAĞ
 
 
ANASAYFA HZ.MUHAMMED 
KÜLTÜR SANAT

MAKALE VE DENEMELER

İSLAMİ BÖLÜM
YAZI ATÖLYESİ
E-KİTAP ZİYARETÇİ DEF.
MOZİLLA FİREFOX
İslami Bölüm Anasayfa
Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed (S.A.S)
A-ALÇAKGÖNÜLLÜ
EV İŞLERİNDE
HİZMET GÖRDÜRMEYİ SEVMEM
DOYUNCA HEP AĞLARIM
SESSİZCE YATAĞINA UZANIR
ÜÇ GÜNDÜR AÇIM
BİR KERE DAHA
ALLAH YOLUNDA
GEL ŞİMDİ ÖDEŞELİM
YERYÜZÜ DOLUSUNCA
HZ FATMA’NIN ÇEYİZİ
İSTEMEZ MİSİN EY ÖMER
DAHA GÜÇLÜ DEĞİLSİNİZ
HERKESTE BİR O’NDA (SAV) İKİ
BEN KRAL DEĞİLİM
HİÇBİR GÖSTERİŞ
HABBAB DÖNENE KADAR
DÜNYADAN KONUŞTUĞUMUZDA
HANGİ YOLDAN İSTERSEN
KUYUYU GERİ ALMASI
BİZ ONU KATIK YAPAR

GÖĞSÜNÜ AÇIP
BİR TANESİ KARDEŞİNE
BEN DE ODUN TOPLAYAYIM
ANCAK ALLAH İÇİN
BENDEN GÜZEL KÖLE Mİ OLUR?
ONLARIN ARASINDA BULUNACAĞIM
BÜYÜK ALLAH’TIR
ARKADAŞ SAKİN OL
DUANDA BENİ DE
BEN ÇOBANKEN

B- ÖNDER
ZORUNLU YÜRÜYÜŞ
SOPAYI UZATINCA
ON BEŞ GÜN SONRA

ADAM HAKLI
HİÇ YALAN SÖYLEMEDEN
YOLU KAYBETTİĞİNDE

KAN DAVASI
GÜNEŞİ BİR ELİME AYI BİR ELİME
BAZEN OLUR

C- ZEKİ
HUNEYN’DE MEDİNELİLERLE
ANNEN OLSAYDI
KAÇ TANRIYA İNANIRSIN
YERSEN RIZKINDIR
BİR HALKIN EFENDİSİ
BİZİ SEN YÖNET
D-ŞEFKATLİ
FAKİR HIRSIZ
DÜŞMANA YARDIM
CANINA AZAP ETMESİN
TAİF AÇ KALINCA
Hz. ZEYNEB'İN KATİLİ
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
ŞEHİD ÇOCUĞU
İSLAMA ÇAĞIRDINIZ MI?
YEMEDİĞİNİZİ FAKİRLERE
FARZ OLMASIN DİYE
BİR SÜT KUZUSU
BENDEN DAHA YOKSUL
ON GÜMÜŞ
ALLAH'IN GÜCÜ SENİN GÜCÜNDEN
YÜZYİRMİ KOYUN
SEVENİN SEVGİLİSİ
MEKKE'NİN FETHİ
İNSAN OLARAK HZ.MUHAMMED HOŞGÖRÜ
YAHUDİYDİ İNSANDI
ABDULLAHLA UĞRAŞMAYIN
SARHOŞA LANET
TAİFE HAYIR DUA
HERKES KENDİNE YAKIŞANI
NAMAZDA ACEMİ
KÖTÜLÜĞE KÖTÜLÜKLE
BÜYÜCÜ
BENDE ADİL OLMASSAM
DEVE ETİ YİYENLER
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
E- BABA OLARAK HZ. MUHAMMED (SAV)
İBRAHİM'İ ZİYARET
AĞLAYAN BİR ÇOCUĞUN SESİ
BEN ŞAHİT OLMUYORUM
BEN DE SİZİ SEVİYORUM
ONA ŞEFKAT DUYUYOR MUSUN?
CENNETİ HAK ETMİŞTİR
HOŞGELDİN KIZIM
KIZ-ERKEK AYRILINCA

ÖNSÖZ
SAİD ALPSOY KİMDİR(YAZAR HAKINDA)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (1)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (2)
FESUBHANALLAH!BEN BEŞER
İNSAN PEYGAMBER Mİ MELEK PEYGAMBER
VEDA HUTBESİ
EY SEVGİLİ
Kur'ân-ı Kerîm
Kuran-ı Kerim Dinle
Kuran-ı Kerim Dinle2
Kur'anda Mü'minlerin Vasıfları
Yalnız Allah'a kulluk ederler
Sadece Allah'tan korkarlar
Allah'ın sınırlarını korurlar
Allah'ı herşeyin üzerinde tutarlar
Allah'a şükrederler
Sadece Allah'a güvenirler
Yarattıkları ile Allah'ı denk tutmazlar
Allah'a karşı acizliklerini bilirler
Daima Allah'ı anarlar
Allah'a teslim olmuşlardır
Herşeyin Allah'tan geldiğini bilirler
Samimi ve halistirler
Gayba iman ederler
Hurafelere inanmazlar
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Daima inanlarla birliktedirler
Ayrılığa düşmezler
Daima sabrederler
Düşünürler ve aklederler
İyiliği anlatmak için gayret ederler
Hakkı söylemek için çekinmezmezler
Bilenlere danışırlar
Sistematik davranırlar
Olaylardan etkilenmezler
Ayetler hakkında tartışmazlar
function getBrowser() { var ua, matched, browser; ua = navigator.userAgent; ua = ua.toLowerCase(); var match = /(chrome)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(webkit)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(opera)(?:.*version|)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(msie)[\s?]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(trident)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || ua.indexOf("compatible") < 0 && /(mozilla)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || []; browser = { browser: match[ 1 ] || "", version: match[ 2 ] || "0" }; matched = browser; //IE 11+ fix (Trident) matched.browser = matched.browser == 'trident' ? 'msie' : matched.browser; browser = {}; if ( matched.browser ) { browser[ matched.browser ] = true; browser.version = matched.version; } // Chrome is Webkit, but Webkit is also Safari. if ( browser.chrome ) { browser.webkit = true; } else if ( browser.webkit ) { browser.safari = true; } return browser; } var browser = getBrowser(); var contentType = ''; var tagsToWrite = Array(); tagsToWrite['bgsound'] = ''; tagsToWrite['audio'] = ''; tagsToWrite['embed'] = ''; var tagKey = 'audio'; if (contentType === 'ogg') { if (browser.msie || browser.safari) { //does not support ogg in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'wav') { if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'mp3') { //all modern browser support mp3 in audio tag tagKey = 'audio'; } else { //all other types, preserve old behavior if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'embed'; } } document.write(tagsToWrite[tagKey]); Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol