Kur’ân Diri Kalblere İner
Oku - Düşün
Kur’ân Diri Kalblere İner
Cafer Durmuş
Altınoluk 2012 - Mart, Sayı: 313, Sayfa: 028
Bir adı da “Furkan” olan Kur’ân-ı Kerim’in hususiyeti turnusol kağıdı gibi hak ile batılı kesin çizgilerle birbirinden ayrıştırıcı olmasıdır.
Nitekim ayet-i kerimede “Onlara ayetlerimiz açık açık okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler; ya bundan başka bir Kur’ân getir ya da bunu değiştir, dediler.”1
Bu ayet-i kerime ilk bakışta, inkarcı zihniyetin asırlar boyu değişmeyen karakterini ve zihin kurgusunu, ana hatlarıyla ele veriyor: En yalın hakikati söylese bile, muhatabını dinleme nezaketinden yoksun olmak ve kendi dar mantığına uymayan bir söylemin Allah Kelamı bile olsa değiştirilmesini istemek…
Rûhu’l-Beyân’da bu ayet-i kerime vesilesiyle inkarcının kalbî durumuna ve Kur’ân-ı Kerim’in çok önemli bir hususiyetine dikkat çekiliyor:
“Bu ifade, onların Allah’a kavuşmayı talep etme konusunda şevklerinin olmadığına işaret eder. Çünkü şevk, diri kalplerin özelliğidir. Halbuki, inkarcıların kalpleri ölü, nefisleri diridir.
Kur’ân-ı Kerim’de ise kalplere uygun, nefislere ters gelen şeyler vardır. Bu sebeple nefis ehli onu kabul etmek istemezler.”2
Her okumada, gönlünü Allah Kelamı’na açmak ve her ayeti gökten inen kutlu bir sofra gibi kabullenmek. “Salihlere benzemek, münkirlerden uzak durmak adına okuduğumdan nasıl istifade edebilirim”in derdine düşmek...
Diri kalbin bâriz evsafı bunlar olmalı.
Dipnotlar: 1) Yunus, 10/15. 2) Rûhu’l-Beyân, Kur’ân Meâl ve Tefsiri, Erkam Yayınları, İstanbul, 2007 c. 8. s. 57.
|
|
 |
 |
|