Kalb-i Selîm

 



 
 
Kalbi selim, içinde dünyaya ve fani değerlere ait bir tutku taşımayan, Allah’tan başkasına yer olmayan sağlıklı kalb demektir. Ahirette kurtuluşun tek reçetesi kalbi selimdir. Kur’an’da buyrulur: “O gün kalbiselimden başka ne evlat, ne mal fayda verir.” (Şuarâ, 88-89) Kalbiselimin yolu, dünya ilgi ve sevgisinden uzaklaşmaktan geçer. Çünkü ahirette, yapılan iyiliklerin dışında, altın ve gümüş gibi dünyalık şeylerin bir değeri yoktur. Nitekim Bağdatlı Rûhî: Ey efendi sanma ki senden altın ve gümüş isterler. Hiçbir şeyin fayda vermediği kıyamet gününde senden kalbiselim isterler anlamında der ki:

“Sanma ey hâce ki, senden zer u sîm isterler,

Yevme lâ-yenfau’de kalb-i selîm isterler.”

Kur’anî bir kavram olan “kalp” çam kozalağını andıran ve “kalbisanevberî” denilen maddi boyutuyla insanda kan ve can merkezidir. İnsan vücudunun ihtiyacı olan kanı pompalayan ve bir defada on sekiz kg’lık bir teneke suyu Sarayburnu’ndan Çemberlitaş’a (yaklaşık 2000 m mesafeye) basabilecek bir güce sahiptir.

Manevi boyutuyla ise insanda bilginin, sevginin ve imanın merkezidir. Kalp hem maddi uzviyetin hem de maneviyat itibariyle insan varlığının sultanıdır. Algı merkezi olan beyin ve dimağ ondan çıkan duyguların tesiri ile düşünce üretir.

Kur’an’da yoğun şekilde vurgu yapılan kalp kavramının anlamı üçe tasnif edilebilir:

1- Yaratılış gaye ve haysiyetini koruyan selim/sağlam, münib/Allah’a yönelen ve mutmain/doygunluğa ermiş kalpler. Bunlar hitab-ı ilahîye mazhar, müminlere ait kalblerdir.

2- Mühürlü ve nasipsiz kalpler. Bunlar imandan ve İslam’dan nasibi olmayan bahtsızların, kâfirlerin kalpleridir. Bunlar hakkında Kur’an’da şöyle buyrulur: “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır.” (Bakara, 7)

3- Hastalıklı kalpler: Bunlar da başta münafıklar olmak üzere şüphe, cehalet, ihtiras ve ahlaksızlık girdabında bocalayanların kalpleridir. Allah böyleleri hakkında şöyle buyurur: “Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah onların hastalıklarını arttırmıştır.” (Bakara, 10)

Kur’an selim bir kalbin korunması için insanın unutmaması gereken şeylere ve koruması lazım olan hususlara vurgu yapmaktadır. Selim bir kalbe erişmenin ve onu korumanın şartı olarak unutulmaması gerekenlerin başında yaratılmış olduğumuz gelmektedir. “Biz yoktuk, bizi bir yaratan var.” İşte o yaratanın Allah olduğunu unutmamak kalbî bir görevdir. Allah Teala buyurur: “Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldüren, sonra da diriltecek olan Allah’tır.” (Rûm, 40)

Bizi yaratan bizden kulluk beklemektedir. Kalbin bu kulluk bilincinden uzak durmaması kalbî hayatın selameti açısından önemlidir. Allah Teala buyurur: “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 56) “Dünyada en büyük talihsizlik Allah’ı unutup Allah’ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimselerden olmaktır.” (Mücâdele, 19)

Unutulmaması gereken şeylerden biri de Allah’ın bizimle beraber olduğudur. Bunun hem Allah tarafından murakabe edildiğimiz manası, hem de yalnız bırakılmadığımız anlamı vardır. Nitekim Allah Teala buyurur: “Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir.” (Hadîd, 4) “Biz insanoğluna şah damarından daha yakınız.” (Kâf, 16) “Yönünüzü nereye çevirirseniz Allah’ın yüzü/zatı oradadır.” (Bakara, 115)

Hayatın fani oluşunu, ölümün varlığını, öldükten sonra bir hesabın mevcudiyetini unutmamak gerekir. Bunlar insan kalbini canlı tutan hususiyetlerdir.

Bunlardan başka selim bir kalbi dış etkilerden korumak gerekmektedir. Kur’an kalbin dış etkilerle değişip dönüşebileceğine, kararacağına, (Bkz. Mutaffifîn, 14) taşlaşacağına, (Bkz. Bakara, 74; Zümer, 22) mühürleneceğine, (Bkz. Bakara, 7) perdeleneceğine, (Bkz. Bakara, 88) kilitleneceğine, (Bkz. Muhammed, 24) hastalanacağına (Bkz. Bakara, 10) ve öleceğine (Bkz. Neml, 80-81) işaret etmektedir.

Hayatı anlamlı kılan kalbin yönelişleridir. Kalbin meyli neye ise insan hayatı oraya akmaktadır. Kalpte irade olmadığından mutlaka bir şeye raptedilmesi gerekmektedir. Kalbin raptedilmesi, ona yaratılış sırrının kavratılması demektir. Yenişehirli Avni Bey’in dediği gibi insanoğlu bu dünyaya mal ve makam sağlamak için değil, sevgililer sevgilisi Yüce Allah’a kul olmak, O’nun hasretiyle yanıp kavrulmak ve ah etmek için gelmiştir:

“Sanman taleb-i devlet ü câh etmeye geldik

Biz âleme bir Yâr için âh etmeye geldik.”

Rabbının “Elestü bi-rabbiküm/Ben sizin Rabbınız değil miyim?” sorusuna: “Belâ/evet” (A’raf, 172) diyen insanoğlu, Mevlana’nın ifadesiyle “bu dünyaya imtihan için bela çekmeye” gelmiştir. İnsanoğlunun görevi sıkıntı ve belalara sabrederek sadece O’na kul olma kaygısı taşımasıdır. Kalbin huzur ve mutluluğu Allah’ı bilmek, O’nu sevmek, O’nun zikrinden lezzet ve tat almaktır.

Kalp bütün diğer organlar gibi zıtlar meşheri olduğundan toplum içinde yaşayan insanın kalbi hem meleki hem şeytani tesirlere açıktır. Öyleyse mümin toplum içinde nasıl hareket edecek?

Kalbî hassasiyet taşıyan bir mümin, toplum içinde hem hazır hem gaib; hem yakın hem uzak; hem uyuyan hem uyanık olacak. Yani insanlara bakacak ama her şeyi görmeyecek, onların sözlerini işitecek ama her şeyi duymayacak. Seçici olmasını bilecek. Nefsine karşı iradi otoriteyi elden bırakmayacak ki nefsi, kalbini etkileyip asıl meşguliyetine engel olmasın.

Kalbi en çok meşgul eden şeylerden biri dünyaya ait ümit ve emel tutkularıdır. Şu ayet-i kerime insanoğlunun sınırsız emelinin onu ne hâllere sokacağına işaret eder: “Habibim, Kur’an’ı inkâr eden kâfirleri bırak, yesinler, hayvani isteklerini tatmin etsinler, dünya nimetlerinden yararlansınlar. Dünyada sorgusuz sualsiz yaşayacağız emeli, onları oyalasın. Onlar başlarına gelecek akıbeti görecekler.” (Hıcr, 3) Ümidin kötü olanı, sorgu ve sual kaygısı taşımadan kalbi peşi sıra sürükleyen, tul-i emeldir. Yoksa ümitsiz ve emelsiz yaşanmaz; hiç emel olmadan amel bile olmaz.

Nefsani duygulardan kaynaklanan ümit ve emeller, nefsin sermayesidir. İnsanlar bu hayallerin peşinden koşup dururlar. İdealsiz, hayalsiz ve heyecansız olan kimse insan olamayacağına göre iman ehlinin emel ve ideallerini marifet ve hikmet ekseninde toplaması gerekir. Marifetsiz bir emel, hikmetsiz bir ideal, insanı boş heyecanlarla peşinden koşturur, gözüne at gözlüğü taktırır. Marifet ürünü bir emel ise hedefe yöneltir. Allah’ı sevmek, O’ndan başkasından yüz çevirmek demektir. Nitekim İmam Rabbanî’ye göre “kalp hastalığı kalbin Hakk’tan başkasına ilgi duyması ve sevmesi” ile teşhis edilir. Bu konuda özellikle insanın kendi nefsine olan alakası ciddi bir göstergedir. Çünkü insan sevdiği şeyi nefsi için sever. Mal sevgisi, baş olma sevdası nefsin bu tür tutkularıdır.

Kalbe en çok etki eden şeylerden bir diğeri, ağızdan giren lokmalardır. Haram lokma kalbi hayatı etkiler. Bir başka ifadeyle haram ve şüpheli şeyler kalpte iz bırakır ve gönlü karartır. Haram ve şüpheliden başka, mubah ve helalde sınır-tanımazlık ve israf bile kalbi bozar. Şeytanın insana nüfuz yollarını açar.

Kalbiselime ermek, gönlü gönüller sultanına vermek, Rahman tecellisine mazhar olmak demektir. Kalbiselime ermek, incelik ve zarafet timsali bir insan olup huzur hâline varmaktır. Nitekim Peygamberimiz bu hâle ermek için Allah Teala’ya şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Sen’den dinde sebat isterim. Doğru söyleyen bir dil ve kalbiselim dilerim.” (Tirmizî, Deavât, 23/3407)

Kalbiselim; incinmeyen ve incitmeyen kalptir. İncinmemek incitmemekten daha zordur. Çünkü incitmemek eldedir ama incinmemek elde değildir. Kalbiselim sahibinin üç vasfı vardır:

1- İncitmez,

2- İncinmez,

3- İyiliği Allah için yapıp karşılık beklemez.

İncitmemek ve incinmemek konusunda en mühim hususlardan biri de, kusur ve kabahat örtücü olmaktır. Settar isminin mazharı olarak, insanların kusurlarına karşı iğmaz-ı ayn edip görmezden gelmektir.

Pertev Paşa incitmemek ve incinmemek konusunda der ki:

“Dikenden incineceksen bülbülün âşık olduğu gülü koklama. Ne başkasının sevgilisine ilgi duy, ne de ağyâr sayılan Allah’ın dışındakilerden incin. Ne sen başkasından âh al, ne de başkasının âh u zârından incin. En doğrusu ne sen başkasından incin; ne de başkası senden incinsin.”

Bir başka şair şöyle söyler:

“Ey akıllı kişi insanların ve cinlerin en makbulü olan davranış şudur: Ne kimse senden incinsin ne de sen kimseden incin.”

Mümin, Hakk’ın huzuruna, hiç kimseye eziyet etmeyince vera’ ile; kalbini Rabbe yöneltip kimseden incinmeyince vefa ile; yaptığı salih amellere herhangi bir faniyi ortak etmeyince ihlas ile ve hepsiyle birden kalbiselim ile varır.
 

Prof. Dr. H. Kâmil Yılmaz
Marmara Üniv. İlahiyat Fak. 

 
ANASAYFA HZ.MUHAMMED 
KÜLTÜR SANAT

MAKALE VE DENEMELER

İSLAMİ BÖLÜM
YAZI ATÖLYESİ
E-KİTAP ZİYARETÇİ DEF.
MOZİLLA FİREFOX
İslami Bölüm Anasayfa
Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed (S.A.S)
A-ALÇAKGÖNÜLLÜ
EV İŞLERİNDE
HİZMET GÖRDÜRMEYİ SEVMEM
DOYUNCA HEP AĞLARIM
SESSİZCE YATAĞINA UZANIR
ÜÇ GÜNDÜR AÇIM
BİR KERE DAHA
ALLAH YOLUNDA
GEL ŞİMDİ ÖDEŞELİM
YERYÜZÜ DOLUSUNCA
HZ FATMA’NIN ÇEYİZİ
İSTEMEZ MİSİN EY ÖMER
DAHA GÜÇLÜ DEĞİLSİNİZ
HERKESTE BİR O’NDA (SAV) İKİ
BEN KRAL DEĞİLİM
HİÇBİR GÖSTERİŞ
HABBAB DÖNENE KADAR
DÜNYADAN KONUŞTUĞUMUZDA
HANGİ YOLDAN İSTERSEN
KUYUYU GERİ ALMASI
BİZ ONU KATIK YAPAR

GÖĞSÜNÜ AÇIP
BİR TANESİ KARDEŞİNE
BEN DE ODUN TOPLAYAYIM
ANCAK ALLAH İÇİN
BENDEN GÜZEL KÖLE Mİ OLUR?
ONLARIN ARASINDA BULUNACAĞIM
BÜYÜK ALLAH’TIR
ARKADAŞ SAKİN OL
DUANDA BENİ DE
BEN ÇOBANKEN

B- ÖNDER
ZORUNLU YÜRÜYÜŞ
SOPAYI UZATINCA
ON BEŞ GÜN SONRA

ADAM HAKLI
HİÇ YALAN SÖYLEMEDEN
YOLU KAYBETTİĞİNDE

KAN DAVASI
GÜNEŞİ BİR ELİME AYI BİR ELİME
BAZEN OLUR

C- ZEKİ
HUNEYN’DE MEDİNELİLERLE
ANNEN OLSAYDI
KAÇ TANRIYA İNANIRSIN
YERSEN RIZKINDIR
BİR HALKIN EFENDİSİ
BİZİ SEN YÖNET
D-ŞEFKATLİ
FAKİR HIRSIZ
DÜŞMANA YARDIM
CANINA AZAP ETMESİN
TAİF AÇ KALINCA
Hz. ZEYNEB'İN KATİLİ
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
ŞEHİD ÇOCUĞU
İSLAMA ÇAĞIRDINIZ MI?
YEMEDİĞİNİZİ FAKİRLERE
FARZ OLMASIN DİYE
BİR SÜT KUZUSU
BENDEN DAHA YOKSUL
ON GÜMÜŞ
ALLAH'IN GÜCÜ SENİN GÜCÜNDEN
YÜZYİRMİ KOYUN
SEVENİN SEVGİLİSİ
MEKKE'NİN FETHİ
İNSAN OLARAK HZ.MUHAMMED HOŞGÖRÜ
YAHUDİYDİ İNSANDI
ABDULLAHLA UĞRAŞMAYIN
SARHOŞA LANET
TAİFE HAYIR DUA
HERKES KENDİNE YAKIŞANI
NAMAZDA ACEMİ
KÖTÜLÜĞE KÖTÜLÜKLE
BÜYÜCÜ
BENDE ADİL OLMASSAM
DEVE ETİ YİYENLER
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
E- BABA OLARAK HZ. MUHAMMED (SAV)
İBRAHİM'İ ZİYARET
AĞLAYAN BİR ÇOCUĞUN SESİ
BEN ŞAHİT OLMUYORUM
BEN DE SİZİ SEVİYORUM
ONA ŞEFKAT DUYUYOR MUSUN?
CENNETİ HAK ETMİŞTİR
HOŞGELDİN KIZIM
KIZ-ERKEK AYRILINCA

ÖNSÖZ
SAİD ALPSOY KİMDİR(YAZAR HAKINDA)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (1)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (2)
FESUBHANALLAH!BEN BEŞER
İNSAN PEYGAMBER Mİ MELEK PEYGAMBER
VEDA HUTBESİ
EY SEVGİLİ
Kur'ân-ı Kerîm
Kuran-ı Kerim Dinle
Kuran-ı Kerim Dinle2
Kur'anda Mü'minlerin Vasıfları
Yalnız Allah'a kulluk ederler
Sadece Allah'tan korkarlar
Allah'ın sınırlarını korurlar
Allah'ı herşeyin üzerinde tutarlar
Allah'a şükrederler
Sadece Allah'a güvenirler
Yarattıkları ile Allah'ı denk tutmazlar
Allah'a karşı acizliklerini bilirler
Daima Allah'ı anarlar
Allah'a teslim olmuşlardır
Herşeyin Allah'tan geldiğini bilirler
Samimi ve halistirler
Gayba iman ederler
Hurafelere inanmazlar
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Daima inanlarla birliktedirler
Ayrılığa düşmezler
Daima sabrederler
Düşünürler ve aklederler
İyiliği anlatmak için gayret ederler
Hakkı söylemek için çekinmezmezler
Bilenlere danışırlar
Sistematik davranırlar
Olaylardan etkilenmezler
Ayetler hakkında tartışmazlar
function getBrowser() { var ua, matched, browser; ua = navigator.userAgent; ua = ua.toLowerCase(); var match = /(chrome)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(webkit)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(opera)(?:.*version|)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(msie)[\s?]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(trident)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || ua.indexOf("compatible") < 0 && /(mozilla)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || []; browser = { browser: match[ 1 ] || "", version: match[ 2 ] || "0" }; matched = browser; //IE 11+ fix (Trident) matched.browser = matched.browser == 'trident' ? 'msie' : matched.browser; browser = {}; if ( matched.browser ) { browser[ matched.browser ] = true; browser.version = matched.version; } // Chrome is Webkit, but Webkit is also Safari. if ( browser.chrome ) { browser.webkit = true; } else if ( browser.webkit ) { browser.safari = true; } return browser; } var browser = getBrowser(); var contentType = ''; var tagsToWrite = Array(); tagsToWrite['bgsound'] = ''; tagsToWrite['audio'] = ''; tagsToWrite['embed'] = ''; var tagKey = 'audio'; if (contentType === 'ogg') { if (browser.msie || browser.safari) { //does not support ogg in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'wav') { if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'mp3') { //all modern browser support mp3 in audio tag tagKey = 'audio'; } else { //all other types, preserve old behavior if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'embed'; } } document.write(tagsToWrite[tagKey]); Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol