MANEVİ EVLATLARI

Türk milletini oluşturan her fert Yüce Atamızın bir evladı O'nun bir parçasıdır..

Fakat tarihte öyle isimler var ki Onlar gerçekten Atanın bir evladı olma şerefine bahşedilmiş şanslı ve gururlu kişiler..


İşte Onlar..
Atatürk'ün manevi evlatları..





Prof. Dr. Afet İnan


Afet İnan ilköğrenimini Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde Ankara ve Biga'da tamamladıktan sonra Bursa Kız Öğretmen Okulu'nu 1925 yılında bitirmiştir. İlk görevine 17 yaşındayken babasının görevi gereği bulundukları İzmir'de Reddi İlhak İlkokulu'nda başlamıştır. Atatürk kendisinin meslek ve durumu ile ilgilenir. Afet İnan'ın isteği öğrenimini sürdürmek ve yabancı dil öğrenmektir. Bunun yerine getirilmesi için Atatürk Afet İnan'ın babası ve annesi ile görüşerek kendisini o yıl İsviçre'nin Lozan şehrine Fransızca öğrenmeye gönderir (1925 - 1927).

Sonra İstanbul'da Fransız Kız Lisesi (Notre Dame de Sion)nde bu öğrenimini sürdürür (1928-1929). Ortaöğrenim tarih öğretmenliği sınavına girerek öğretmenlik belgesini alır ve Ankara Musiki Öğretmen Okulu'na Tarih ve Yurt Bilgisi öğretmeni olarak atanır (1929-1930). Türk Tarih Kurumu'nun kuruluş çalışmalarında yer almış ve orada uzun yıllar Asbaşkanlık yapmıştır. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü'nün de müdürlüğünü yapmıştır. Akademik çalışmalarına devam eden Afet İnan 1938'de lisans 1939'da doktora çalışmalarını tamamlayarak 1942'de doçent ve 1950'de de profesörlüğe yükselir. Prof. Dr. Afet İnan'ın Atatürk ve Türk tarihi ile ilgili birçok yayını bulunmaktadır. 8 Haziran 1985 tarihinde ölmüştür.

Atatürk vasiyetnamesinde Afet İnan için; "yaşadığı müddetçe şimdilik (şimdiki halde) ayda 800 lira verilecektir" diye vasiyette bulunmuştur.



Sabiha Gökçen


Sabiha Hanım 1913 yılında Bursa'da doğdu. II. Abdülhamid tarafından Bursa'ya sürgün gönderilen vilayet başkatibi Hafız Mustafa İzzet'in kızıdır. İlkokula gittiği yıllarda babasını kaybetti ve kardeşlerinin yardımıyla öğrenimini sürdürdü. Atatürk 1925 yılında çıktığı Bursa gezisinde Sabiha Gökçen'le tanıştı ve içinde bulunduğu güç yaşama şartlarını öğrenince de onu evlat edindi. Ankara Çankaya İlkokulu'nu daha sonra da Üsküdar Kız Koleji'ni bitiren Sabiha Hanım Türk Hava Kurumu'nun Havacılık Okulu'na girdi (1935). Burada geçirdiği başarılı öğrenim hayatından sonra yüksek planörcülük kurslarına katılmak üzere Sovyetler Birliği'ne gönderildi. Dönüşte Eskişehir Hava Okulu'na girdi aynı zamanda 1.Tayyare Alayı'nda av ve bombardıman uçakları alanında uzmanlaştı.

Sabiha Gökçen 1937 Ege ve Trakya manevraları sırasında başarılı uçuşlar yaptı. Aynı yıl çıkan Şeyh Rıza İsyanı sırasında yapılan kara harekatını Dersim ve çevresini havadan bombalayarak kolaylaştıran Sabiha Gökçen 1938'de yaptığı Balkan turuyla ününü Avrupa'ya yaydı. 1938'de Türkkuşu'nda başöğretmenliğe atandı ve 1955'te uçuculuktan ayrıldı. Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu üyesi oldu.

Atatürk’ün manevi kızı Türkiye’nin ilk kadın havacısı Sabiha Gökçen tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) 22 Mart 2001 Pazartesi günü saat 08.15'te kalp ve solunum durması sonucu vefat etti.



Ülkü Adatepe


Atatürk’ün en küçük manevi kızı.

Ülkü Adatepe Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin Çukurluoğlu’nun kızıdır.

Zübeyde Hanım’ın küçük yaştan itibaren yetiştirdiği Selanikli Vasfiye Hanım Zübeyde Hanım’ın ölümünden sonra bir süre Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’la kalmış Atatürk kendisini Gazi Orman Çiftliği’nde istasyon şefliği yapan Mehmet Tahsin Bey’le evlendirmişti. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey’in çocukları olacağını öğrendiğinde ona ister kız ister erkek olsun Ülkü isminin verilmesini isteyen Atatürk 9 aylıkken Ülkü’yü Çankaya Köşkü’ne aldırdı ve büyüdüğü zaman yurt gezilerine beraber götürdü. Ülkü 5 yaşındayken Atatürk öldü. Üsküdar Amerikan Koleji’nde başladığı öğrenimini maddi sıkıntılar nedeniyle tamamlayamayan Ülkü genç yaşta evlendi. İlk evliliğini Sabiha Gökçen'in amcasının oğlu Üsteğmen Fethi Doğançay ile yaptı. 13 yıl süren bu evliliğinden 2 oğlu oldu. İkinci evliliğini ise işadamı Öke Adatepe ile yaptı. Şişli İstanbul'da Doğançay Apartmanı'nda yaşamaktadır.



Abdurrahim Tuncak


Mustafa Kemal Atatürk'ün özel hayatında önemli bir yer teşkil eden manevi evlatları arasında belki de en önemlilerinden biri olan Abdurrahim Tuncak.
Zübeyde Hanım'ın koynunda büyüyen Tuncak sadece Mustafa Kemal'in degil Zübeyde Hanım'ın ve Makbule Hanım'ın da hayatında önemli bir yer almıştır. Bunu daha iyi anlayabilmek için Dr. Behçet Uz'un agzından çözülmüş bant kayıtlarına göre son günlerinde Zübeyde Hanımla arasında geçen olayı şöyle anlatmakta fayda vardir;

"Güler yüzlü aaaal çerçeveli gözlüklü beyaz saçlı benim boyumda {Behçet Uz kendi boyuyla kıyaslıyor} başörtülü Selanik şivesiyle güzel Türkçe konuşan ilk görüşte herkese saygı telkin eden Zübeyde Hanım Efendi kendisi hasta olduğu halde hep yanındaki küçük bir erkek çocuğuyla ilgileniyordu. 6-7 ay kadar Zübeyde Hanım ve üzerine titrediği bu oğlanla hep ilgilendim… Beni 3 defa Gazi Paşa'nın Başyaveri Salih Bey aradı. Zübeyde Hanım ve yanındaki oğlanı sordu. Yazılı rapor istedi yazdım" demektedir.
Yukarıda dile getirilen bu ufak erkek çocuğu Abdurrahim Tuncak'tır.
Atatürk tarafından Akaretlerdeki eve getirildiğinde kendi ifadesiyle üç yaşında olan Tuncak Atatürk'ün Zübeyde Hanım'a"Bu çocuğu biz büyütelim. Bu çocuk bizim çocuğumuz olsun" diyerek annesinin yanına bıraktığı Tuncak'ı Zübeyde hanım bir süre önce kaybettiği ve acısını unutamadığı kızı Naciye"nin yerine koyarak. "Naciyemin erkeciği" diyerek sevmiş ve kollamıştır.

Mustafa Kemal'in çok yakınında bulunmasına ragmen hiç şımarmayan aksine o mütavazi tavrı ile Paşa'ya yaklışır bir terbiye ye yetiştirilen Tunçak bu ailenin en acı ve en mutlu günlerinde bulunma şerefine ermiştir. Abdurrahim Tuncak nüfus kütük kayıtlarına göre 1324 (1908) yılında Diyarbakır'da dogmuş ve Atatürk tarafından istanbul'a getirtilmiştir.

Abdurrahim Tuncak'ın babası ALÎ annesi olarak da HAVVA olarak gösterilmektedir. Kendisi ile yapılan röportajda ise Tuncak şöyle demekte;
"Ben ana da bilmem baba da bilmem. Kendimi bildiğimde annem olarak kabul ettiğim Zübeyde Hanım'ı Halam Makbule Hanım'ı bir de Paşamızı tanıdım..
Benim ailem bu aileydi. Ben kendimi bu ailenin çocuğu olarak kabul ettim ve hep de öyle kaldım. Gerçek annemin ve babamm kim oldugunu asla ögrenemedim. Kesin olarak bildigim üç yaşındayken Mustafa Kemal Paşanın evinde olduğumdur.
Beşiktaş da Akaretlerdeki evimizdeydik. Evde annem (Zübeyde Hanım) Makbule Halam ve Mustafa Kemal Paşa ile birlikteydim" demektedir.


Zübeyde Hanım vasiyetinde ( 7 şubat 1922 ) Tuncak'a da yer vermiştir.

Zübeyde Hanım'ın Vasiyeti

Vasiyetini vefatından 1 yıl önce (7 şubat 1922) yazdırmıştı. Kendisini halsiz hissettiği günlerde Cemal Bolayır'a bu isteğini söylemiş ve yardimcı olmasını istemişti. Cemal Bey üç tanık bulacak ve isteklerini yazacaktı. Hatim ve duaları için 450 lira ayırdığını her cuma namazdan bir saat önce ezan okununcaya kadar uygun bir camide cemaate karşı iki cüz'i şerif okutulmasını istiyordu. Kurban Bayramı'nın birinci günü 5 adet kurban kesilmesini ve Öksüzler Yurdu'na verilmesini bu harcamalar için 1800 lira para ayırdığını belirtmişti. Bir başka istegi de bir çeşme yaptırılmasıydı. Onarımı için de 474 lira ayırmıştı. Yanında çalışanları da unutmamıştı. Hayriye Hanım için 10 lira Selanik'teki biraderi Hasan Ağa'ın oglu Abdurrahman'a 30 lira yetim Abdürrahim'e 20 lira



*Atatürk'ün ayrıca diğer manevi evlatları: Fikriye Nebile Rukiye Zehra Çoban Mustafa İhsan'dır. ...
[align=center]Atatürk'ün manevi evlatları[/align]


Türk milletini oluşturan her fert Yüce Atamızın bir evladı O'nun bir parçasıdır..

Fakat tarihte öyle isimler var ki Onlar gerçekten Atanın bir evladı olma şerefine bahşedilmiş şanslı ve gururlu kişiler..


İşte Onlar..
Atatürk'ün manevi evlatları..






Prof. Dr. Afet İnan


Afet İnan ilköğrenimini Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde Ankara ve Biga'da tamamladıktan sonra Bursa Kız Öğretmen Okulu'nu 1925 yılında bitirmiştir. İlk görevine 17 yaşındayken babasının görevi gereği bulundukları İzmir'de Reddi İlhak İlkokulu'nda başlamıştır. Atatürk kendisinin meslek ve durumu ile ilgilenir. Afet İnan'ın isteği öğrenimini sürdürmek ve yabancı dil öğrenmektir. Bunun yerine getirilmesi için Atatürk Afet İnan'ın babası ve annesi ile görüşerek kendisini o yıl İsviçre'nin Lozan şehrine Fransızca öğrenmeye gönderir (1925 - 1927).

Sonra İstanbul'da Fransız Kız Lisesi (Notre Dame de Sion)nde bu öğrenimini sürdürür (1928-1929). Ortaöğrenim tarih öğretmenliği sınavına girerek öğretmenlik belgesini alır ve Ankara Musiki Öğretmen Okulu'na Tarih ve Yurt Bilgisi öğretmeni olarak atanır (1929-1930). Türk Tarih Kurumu'nun kuruluş çalışmalarında yer almış ve orada uzun yıllar Asbaşkanlık yapmıştır. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü'nün de müdürlüğünü yapmıştır. Akademik çalışmalarına devam eden Afet İnan 1938'de lisans 1939'da doktora çalışmalarını tamamlayarak 1942'de doçent ve 1950'de de profesörlüğe yükselir. Prof. Dr. Afet İnan'ın Atatürk ve Türk tarihi ile ilgili birçok yayını bulunmaktadır. 8 Haziran 1985 tarihinde ölmüştür.

Atatürk vasiyetnamesinde Afet İnan için; "yaşadığı müddetçe şimdilik (şimdiki halde) ayda 800 lira verilecektir" diye vasiyette bulunmuştur.



Sabiha Gökçen


Sabiha Hanım 1913 yılında Bursa'da doğdu. II. Abdülhamid tarafından Bursa'ya sürgün gönderilen vilayet başkatibi Hafız Mustafa İzzet'in kızıdır. İlkokula gittiği yıllarda babasını kaybetti ve kardeşlerinin yardımıyla öğrenimini sürdürdü. Atatürk 1925 yılında çıktığı Bursa gezisinde Sabiha Gökçen'le tanıştı ve içinde bulunduğu güç yaşama şartlarını öğrenince de onu evlat edindi. Ankara Çankaya İlkokulu'nu daha sonra da Üsküdar Kız Koleji'ni bitiren Sabiha Hanım Türk Hava Kurumu'nun Havacılık Okulu'na girdi (1935). Burada geçirdiği başarılı öğrenim hayatından sonra yüksek planörcülük kurslarına katılmak üzere Sovyetler Birliği'ne gönderildi. Dönüşte Eskişehir Hava Okulu'na girdi aynı zamanda 1.Tayyare Alayı'nda av ve bombardıman uçakları alanında uzmanlaştı.

Sabiha Gökçen 1937 Ege ve Trakya manevraları sırasında başarılı uçuşlar yaptı. Aynı yıl çıkan Şeyh Rıza İsyanı sırasında yapılan kara harekatını Dersim ve çevresini havadan bombalayarak kolaylaştıran Sabiha Gökçen 1938'de yaptığı Balkan turuyla ününü Avrupa'ya yaydı. 1938'de Türkkuşu'nda başöğretmenliğe atandı ve 1955'te uçuculuktan ayrıldı. Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu üyesi oldu.

Atatürk’ün manevi kızı Türkiye’nin ilk kadın havacısı Sabiha Gökçen tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) 22 Mart 2001 Pazartesi günü saat 08.15'te kalp ve solunum durması sonucu vefat etti.



Ülkü Adatepe


Atatürk’ün en küçük manevi kızı.

Ülkü Adatepe Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin Çukurluoğlu’nun kızıdır.

Zübeyde Hanım’ın küçük yaştan itibaren yetiştirdiği Selanikli Vasfiye Hanım Zübeyde Hanım’ın ölümünden sonra bir süre Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’la kalmış Atatürk kendisini Gazi Orman Çiftliği’nde istasyon şefliği yapan Mehmet Tahsin Bey’le evlendirmişti. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey’in çocukları olacağını öğrendiğinde ona ister kız ister erkek olsun Ülkü isminin verilmesini isteyen Atatürk 9 aylıkken Ülkü’yü Çankaya Köşkü’ne aldırdı ve büyüdüğü zaman yurt gezilerine beraber götürdü. Ülkü 5 yaşındayken Atatürk öldü. Üsküdar Amerikan Koleji’nde başladığı öğrenimini maddi sıkıntılar nedeniyle tamamlayamayan Ülkü genç yaşta evlendi. İlk evliliğini Sabiha Gökçen'in amcasının oğlu Üsteğmen Fethi Doğançay ile yaptı. 13 yıl süren bu evliliğinden 2 oğlu oldu. İkinci evliliğini ise işadamı Öke Adatepe ile yaptı. Şişli İstanbul'da Doğançay Apartmanı'nda yaşamaktadır.



Abdurrahim Tuncak


Mustafa Kemal Atatürk'ün özel hayatında önemli bir yer teşkil eden manevi evlatları arasında belki de en önemlilerinden biri olan Abdurrahim Tuncak.
Zübeyde Hanım'ın koynunda büyüyen Tuncak sadece Mustafa Kemal'in degil Zübeyde Hanım'ın ve Makbule Hanım'ın da hayatında önemli bir yer almıştır. Bunu daha iyi anlayabilmek için Dr. Behçet Uz'un agzından çözülmüş bant kayıtlarına göre son günlerinde Zübeyde Hanımla arasında geçen olayı şöyle anlatmakta fayda vardir;

"Güler yüzlü aaaal çerçeveli gözlüklü beyaz saçlı benim boyumda {Behçet Uz kendi boyuyla kıyaslıyor} başörtülü Selanik şivesiyle güzel Türkçe konuşan ilk görüşte herkese saygı telkin eden Zübeyde Hanım Efendi kendisi hasta olduğu halde hep yanındaki küçük bir erkek çocuğuyla ilgileniyordu. 6-7 ay kadar Zübeyde Hanım ve üzerine titrediği bu oğlanla hep ilgilendim… Beni 3 defa Gazi Paşa'nın Başyaveri Salih Bey aradı. Zübeyde Hanım ve yanındaki oğlanı sordu. Yazılı rapor istedi yazdım" demektedir.
Yukarıda dile getirilen bu ufak erkek çocuğu Abdurrahim Tuncak'tır.
Atatürk tarafından Akaretlerdeki eve getirildiğinde kendi ifadesiyle üç yaşında olan Tuncak Atatürk'ün Zübeyde Hanım'a"Bu çocuğu biz büyütelim. Bu çocuk bizim çocuğumuz olsun" diyerek annesinin yanına bıraktığı Tuncak'ı Zübeyde hanım bir süre önce kaybettiği ve acısını unutamadığı kızı Naciye"nin yerine koyarak. "Naciyemin erkeciği" diyerek sevmiş ve kollamıştır.

Mustafa Kemal'in çok yakınında bulunmasına ragmen hiç şımarmayan aksine o mütavazi tavrı ile Paşa'ya yaklışır bir terbiye ye yetiştirilen Tunçak bu ailenin en acı ve en mutlu günlerinde bulunma şerefine ermiştir. Abdurrahim Tuncak nüfus kütük kayıtlarına göre 1324 (1908) yılında Diyarbakır'da dogmuş ve Atatürk tarafından istanbul'a getirtilmiştir.

Abdurrahim Tuncak'ın babası ALÎ annesi olarak da HAVVA olarak gösterilmektedir. Kendisi ile yapılan röportajda ise Tuncak şöyle demekte;
"Ben ana da bilmem baba da bilmem. Kendimi bildiğimde annem olarak kabul ettiğim Zübeyde Hanım'ı Halam Makbule Hanım'ı bir de Paşamızı tanıdım..
Benim ailem bu aileydi. Ben kendimi bu ailenin çocuğu olarak kabul ettim ve hep de öyle kaldım. Gerçek annemin ve babamm kim oldugunu asla ögrenemedim. Kesin olarak bildigim üç yaşındayken Mustafa Kemal Paşanın evinde olduğumdur.
Beşiktaş da Akaretlerdeki evimizdeydik. Evde annem (Zübeyde Hanım) Makbule Halam ve Mustafa Kemal Paşa ile birlikteydim" demektedir.


Zübeyde Hanım vasiyetinde ( 7 şubat 1922 ) Tuncak'a da yer vermiştir.

Zübeyde Hanım'ın Vasiyeti


Vasiyetini vefatından 1 yıl önce (7 şubat 1922) yazdırmıştı. Kendisini halsiz hissettiği günlerde Cemal Bolayır'a bu isteğini söylemiş ve yardimcı olmasını istemişti. Cemal Bey üç tanık bulacak ve isteklerini yazacaktı. Hatim ve duaları için 450 lira ayırdığını her cuma namazdan bir saat önce ezan okununcaya kadar uygun bir camide cemaate karşı iki cüz'i şerif okutulmasını istiyordu. Kurban Bayramı'nın birinci günü 5 adet kurban kesilmesini ve Öksüzler Yurdu'na verilmesini bu harcamalar için 1800 lira para ayırdığını belirtmişti. Bir başka istegi de bir çeşme yaptırılmasıydı. Onarımı için de 474 lira ayırmıştı. Yanında çalışanları da unutmamıştı. Hayriye Hanım için 10 lira Selanik'teki biraderi Hasan Ağa'ın oglu Abdurrahman'a 30 lira yetim Abdürrahim'e 20 lira



*Atatürk'ün ayrıca diğer manevi evlatları: Fikriye Nebile Rukiye Zehra Çoban Mustafa İhsan'dır. ...[align=center]Atatürk'ün manevi evlatları[/align]


Türk milletini oluşturan her fert Yüce Atamızın bir evladı O'nun bir parçasıdır..

Fakat tarihte öyle isimler var ki Onlar gerçekten Atanın bir evladı olma şerefine bahşedilmiş şanslı ve gururlu kişiler..


İşte Onlar..
Atatürk'ün manevi evlatları..






Prof. Dr. Afet İnan


Afet İnan ilköğrenimini Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde Ankara ve Biga'da tamamladıktan sonra Bursa Kız Öğretmen Okulu'nu 1925 yılında bitirmiştir. İlk görevine 17 yaşındayken babasının görevi gereği bulundukları İzmir'de Reddi İlhak İlkokulu'nda başlamıştır. Atatürk kendisinin meslek ve durumu ile ilgilenir. Afet İnan'ın isteği öğrenimini sürdürmek ve yabancı dil öğrenmektir. Bunun yerine getirilmesi için Atatürk Afet İnan'ın babası ve annesi ile görüşerek kendisini o yıl İsviçre'nin Lozan şehrine Fransızca öğrenmeye gönderir (1925 - 1927).

Sonra İstanbul'da Fransız Kız Lisesi (Notre Dame de Sion)nde bu öğrenimini sürdürür (1928-1929). Ortaöğrenim tarih öğretmenliği sınavına girerek öğretmenlik belgesini alır ve Ankara Musiki Öğretmen Okulu'na Tarih ve Yurt Bilgisi öğretmeni olarak atanır (1929-1930). Türk Tarih Kurumu'nun kuruluş çalışmalarında yer almış ve orada uzun yıllar Asbaşkanlık yapmıştır. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü'nün de müdürlüğünü yapmıştır. Akademik çalışmalarına devam eden Afet İnan 1938'de lisans 1939'da doktora çalışmalarını tamamlayarak 1942'de doçent ve 1950'de de profesörlüğe yükselir. Prof. Dr. Afet İnan'ın Atatürk ve Türk tarihi ile ilgili birçok yayını bulunmaktadır. 8 Haziran 1985 tarihinde ölmüştür.

Atatürk vasiyetnamesinde Afet İnan için; "yaşadığı müddetçe şimdilik (şimdiki halde) ayda 800 lira verilecektir" diye vasiyette bulunmuştur.



Sabiha Gökçen


Sabiha Hanım 1913 yılında Bursa'da doğdu. II. Abdülhamid tarafından Bursa'ya sürgün gönderilen vilayet başkatibi Hafız Mustafa İzzet'in kızıdır. İlkokula gittiği yıllarda babasını kaybetti ve kardeşlerinin yardımıyla öğrenimini sürdürdü. Atatürk 1925 yılında çıktığı Bursa gezisinde Sabiha Gökçen'le tanıştı ve içinde bulunduğu güç yaşama şartlarını öğrenince de onu evlat edindi. Ankara Çankaya İlkokulu'nu daha sonra da Üsküdar Kız Koleji'ni bitiren Sabiha Hanım Türk Hava Kurumu'nun Havacılık Okulu'na girdi (1935). Burada geçirdiği başarılı öğrenim hayatından sonra yüksek planörcülük kurslarına katılmak üzere Sovyetler Birliği'ne gönderildi. Dönüşte Eskişehir Hava Okulu'na girdi aynı zamanda 1.Tayyare Alayı'nda av ve bombardıman uçakları alanında uzmanlaştı.

Sabiha Gökçen 1937 Ege ve Trakya manevraları sırasında başarılı uçuşlar yaptı. Aynı yıl çıkan Şeyh Rıza İsyanı sırasında yapılan kara harekatını Dersim ve çevresini havadan bombalayarak kolaylaştıran Sabiha Gökçen 1938'de yaptığı Balkan turuyla ününü Avrupa'ya yaydı. 1938'de Türkkuşu'nda başöğretmenliğe atandı ve 1955'te uçuculuktan ayrıldı. Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu üyesi oldu.

Atatürk’ün manevi kızı Türkiye’nin ilk kadın havacısı Sabiha Gökçen tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) 22 Mart 2001 Pazartesi günü saat 08.15'te kalp ve solunum durması sonucu vefat etti.



Ülkü Adatepe


Atatürk’ün en küçük manevi kızı.

Ülkü Adatepe Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin Çukurluoğlu’nun kızıdır.

Zübeyde Hanım’ın küçük yaştan itibaren yetiştirdiği Selanikli Vasfiye Hanım Zübeyde Hanım’ın ölümünden sonra bir süre Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’la kalmış Atatürk kendisini Gazi Orman Çiftliği’nde istasyon şefliği yapan Mehmet Tahsin Bey’le evlendirmişti. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey’in çocukları olacağını öğrendiğinde ona ister kız ister erkek olsun Ülkü isminin verilmesini isteyen Atatürk 9 aylıkken Ülkü’yü Çankaya Köşkü’ne aldırdı ve büyüdüğü zaman yurt gezilerine beraber götürdü. Ülkü 5 yaşındayken Atatürk öldü. Üsküdar Amerikan Koleji’nde başladığı öğrenimini maddi sıkıntılar nedeniyle tamamlayamayan Ülkü genç yaşta evlendi. İlk evliliğini Sabiha Gökçen'in amcasının oğlu Üsteğmen Fethi Doğançay ile yaptı. 13 yıl süren bu evliliğinden 2 oğlu oldu. İkinci evliliğini ise işadamı Öke Adatepe ile yaptı. Şişli İstanbul'da Doğançay Apartmanı'nda yaşamaktadır.



Abdurrahim Tuncak


Mustafa Kemal Atatürk'ün özel hayatında önemli bir yer teşkil eden manevi evlatları arasında belki de en önemlilerinden biri olan Abdurrahim Tuncak.
Zübeyde Hanım'ın koynunda büyüyen Tuncak sadece Mustafa Kemal'in degil Zübeyde Hanım'ın ve Makbule Hanım'ın da hayatında önemli bir yer almıştır. Bunu daha iyi anlayabilmek için Dr. Behçet Uz'un agzından çözülmüş bant kayıtlarına göre son günlerinde Zübeyde Hanımla arasında geçen olayı şöyle anlatmakta fayda vardir;

"Güler yüzlü aaaal çerçeveli gözlüklü beyaz saçlı benim boyumda {Behçet Uz kendi boyuyla kıyaslıyor} başörtülü Selanik şivesiyle güzel Türkçe konuşan ilk görüşte herkese saygı telkin eden Zübeyde Hanım Efendi kendisi hasta olduğu halde hep yanındaki küçük bir erkek çocuğuyla ilgileniyordu. 6-7 ay kadar Zübeyde Hanım ve üzerine titrediği bu oğlanla hep ilgilendim… Beni 3 defa Gazi Paşa'nın Başyaveri Salih Bey aradı. Zübeyde Hanım ve yanındaki oğlanı sordu. Yazılı rapor istedi yazdım" demektedir.
Yukarıda dile getirilen bu ufak erkek çocuğu Abdurrahim Tuncak'tır.
Atatürk tarafından Akaretlerdeki eve getirildiğinde kendi ifadesiyle üç yaşında olan Tuncak Atatürk'ün Zübeyde Hanım'a"Bu çocuğu biz büyütelim. Bu çocuk bizim çocuğumuz olsun" diyerek annesinin yanına bıraktığı Tuncak'ı Zübeyde hanım bir süre önce kaybettiği ve acısını unutamadığı kızı Naciye"nin yerine koyarak. "Naciyemin erkeciği" diyerek sevmiş ve kollamıştır.

Mustafa Kemal'in çok yakınında bulunmasına ragmen hiç şımarmayan aksine o mütavazi tavrı ile Paşa'ya yaklışır bir terbiye ye yetiştirilen Tunçak bu ailenin en acı ve en mutlu günlerinde bulunma şerefine ermiştir. Abdurrahim Tuncak nüfus kütük kayıtlarına göre 1324 (1908) yılında Diyarbakır'da dogmuş ve Atatürk tarafından istanbul'a getirtilmiştir.

Abdurrahim Tuncak'ın babası ALÎ annesi olarak da HAVVA olarak gösterilmektedir. Kendisi ile yapılan röportajda ise Tuncak şöyle demekte;
"Ben ana da bilmem baba da bilmem. Kendimi bildiğimde annem olarak kabul ettiğim Zübeyde Hanım'ı Halam Makbule Hanım'ı bir de Paşamızı tanıdım..
Benim ailem bu aileydi. Ben kendimi bu ailenin çocuğu olarak kabul ettim ve hep de öyle kaldım. Gerçek annemin ve babamm kim oldugunu asla ögrenemedim. Kesin olarak bildigim üç yaşındayken Mustafa Kemal Paşanın evinde olduğumdur.
Beşiktaş da Akaretlerdeki evimizdeydik. Evde annem (Zübeyde Hanım) Makbule Halam ve Mustafa Kemal Paşa ile birlikteydim" demektedir.


Zübeyde Hanım vasiyetinde ( 7 şubat 1922 ) Tuncak'a da yer vermiştir.

Zübeyde Hanım'ın Vasiyeti


Vasiyetini vefatından 1 yıl önce (7 şubat 1922) yazdırmıştı. Kendisini halsiz hissettiği günlerde Cemal Bolayır'a bu isteğini söylemiş ve yardimcı olmasını istemişti. Cemal Bey üç tanık bulacak ve isteklerini yazacaktı. Hatim ve duaları için 450 lira ayırdığını her cuma namazdan bir saat önce ezan okununcaya kadar uygun bir camide cemaate karşı iki cüz'i şerif okutulmasını istiyordu. Kurban Bayramı'nın birinci günü 5 adet kurban kesilmesini ve Öksüzler Yurdu'na verilmesini bu harcamalar için 1800 lira para ayırdığını belirtmişti. Bir başka istegi de bir çeşme yaptırılmasıydı. Onarımı için de 474 lira ayırmıştı. Yanında çalışanları da unutmamıştı. Hayriye Hanım için 10 lira Selanik'teki biraderi Hasan Ağa'ın oglu Abdurrahman'a 30 lira yetim Abdürrahim'e 20 lira



*Atatürk'ün ayrıca diğer manevi evlatları: Fikriye Nebile Rukiye Zehra Çoban Mustafa İhsan'dır. ...
Gelişmiş editöre geç Afet İnan'ın ailesinin Makedonya kolunu tanıdığından manevi evladı Ayşe'nin çeyizi için 10 lira Vasfiye isimli hizmetlisi için de 20 lira ayırdı." Afet İnan'ın ailesinin Makedonya kolunu tanıdığından manevi evladı Ayşe'nin çeyizi için 10 lira Vasfiye isimli hizmetlisi için de 20 lira ayırdı." Afet İnan'ın ailesinin Makedonya kolunu tanıdığından manevi evladı Ayşe'nin çeyizi için 10 lira
Vasfiye isimli hizmetlisi için de 20 lira ayırdı."
 
ANASAYFA HZ.MUHAMMED 
KÜLTÜR SANAT

MAKALE VE DENEMELER

İSLAMİ BÖLÜM
YAZI ATÖLYESİ
E-KİTAP ZİYARETÇİ DEF.
MOZİLLA FİREFOX
İslami Bölüm Anasayfa
Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed (S.A.S)
A-ALÇAKGÖNÜLLÜ
EV İŞLERİNDE
HİZMET GÖRDÜRMEYİ SEVMEM
DOYUNCA HEP AĞLARIM
SESSİZCE YATAĞINA UZANIR
ÜÇ GÜNDÜR AÇIM
BİR KERE DAHA
ALLAH YOLUNDA
GEL ŞİMDİ ÖDEŞELİM
YERYÜZÜ DOLUSUNCA
HZ FATMA’NIN ÇEYİZİ
İSTEMEZ MİSİN EY ÖMER
DAHA GÜÇLÜ DEĞİLSİNİZ
HERKESTE BİR O’NDA (SAV) İKİ
BEN KRAL DEĞİLİM
HİÇBİR GÖSTERİŞ
HABBAB DÖNENE KADAR
DÜNYADAN KONUŞTUĞUMUZDA
HANGİ YOLDAN İSTERSEN
KUYUYU GERİ ALMASI
BİZ ONU KATIK YAPAR

GÖĞSÜNÜ AÇIP
BİR TANESİ KARDEŞİNE
BEN DE ODUN TOPLAYAYIM
ANCAK ALLAH İÇİN
BENDEN GÜZEL KÖLE Mİ OLUR?
ONLARIN ARASINDA BULUNACAĞIM
BÜYÜK ALLAH’TIR
ARKADAŞ SAKİN OL
DUANDA BENİ DE
BEN ÇOBANKEN

B- ÖNDER
ZORUNLU YÜRÜYÜŞ
SOPAYI UZATINCA
ON BEŞ GÜN SONRA

ADAM HAKLI
HİÇ YALAN SÖYLEMEDEN
YOLU KAYBETTİĞİNDE

KAN DAVASI
GÜNEŞİ BİR ELİME AYI BİR ELİME
BAZEN OLUR

C- ZEKİ
HUNEYN’DE MEDİNELİLERLE
ANNEN OLSAYDI
KAÇ TANRIYA İNANIRSIN
YERSEN RIZKINDIR
BİR HALKIN EFENDİSİ
BİZİ SEN YÖNET
D-ŞEFKATLİ
FAKİR HIRSIZ
DÜŞMANA YARDIM
CANINA AZAP ETMESİN
TAİF AÇ KALINCA
Hz. ZEYNEB'İN KATİLİ
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
ŞEHİD ÇOCUĞU
İSLAMA ÇAĞIRDINIZ MI?
YEMEDİĞİNİZİ FAKİRLERE
FARZ OLMASIN DİYE
BİR SÜT KUZUSU
BENDEN DAHA YOKSUL
ON GÜMÜŞ
ALLAH'IN GÜCÜ SENİN GÜCÜNDEN
YÜZYİRMİ KOYUN
SEVENİN SEVGİLİSİ
MEKKE'NİN FETHİ
İNSAN OLARAK HZ.MUHAMMED HOŞGÖRÜ
YAHUDİYDİ İNSANDI
ABDULLAHLA UĞRAŞMAYIN
SARHOŞA LANET
TAİFE HAYIR DUA
HERKES KENDİNE YAKIŞANI
NAMAZDA ACEMİ
KÖTÜLÜĞE KÖTÜLÜKLE
BÜYÜCÜ
BENDE ADİL OLMASSAM
DEVE ETİ YİYENLER
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
E- BABA OLARAK HZ. MUHAMMED (SAV)
İBRAHİM'İ ZİYARET
AĞLAYAN BİR ÇOCUĞUN SESİ
BEN ŞAHİT OLMUYORUM
BEN DE SİZİ SEVİYORUM
ONA ŞEFKAT DUYUYOR MUSUN?
CENNETİ HAK ETMİŞTİR
HOŞGELDİN KIZIM
KIZ-ERKEK AYRILINCA

ÖNSÖZ
SAİD ALPSOY KİMDİR(YAZAR HAKINDA)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (1)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (2)
FESUBHANALLAH!BEN BEŞER
İNSAN PEYGAMBER Mİ MELEK PEYGAMBER
VEDA HUTBESİ
EY SEVGİLİ
Kur'ân-ı Kerîm
Kuran-ı Kerim Dinle
Kuran-ı Kerim Dinle2
Kur'anda Mü'minlerin Vasıfları
Yalnız Allah'a kulluk ederler
Sadece Allah'tan korkarlar
Allah'ın sınırlarını korurlar
Allah'ı herşeyin üzerinde tutarlar
Allah'a şükrederler
Sadece Allah'a güvenirler
Yarattıkları ile Allah'ı denk tutmazlar
Allah'a karşı acizliklerini bilirler
Daima Allah'ı anarlar
Allah'a teslim olmuşlardır
Herşeyin Allah'tan geldiğini bilirler
Samimi ve halistirler
Gayba iman ederler
Hurafelere inanmazlar
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Daima inanlarla birliktedirler
Ayrılığa düşmezler
Daima sabrederler
Düşünürler ve aklederler
İyiliği anlatmak için gayret ederler
Hakkı söylemek için çekinmezmezler
Bilenlere danışırlar
Sistematik davranırlar
Olaylardan etkilenmezler
Ayetler hakkında tartışmazlar
function getBrowser() { var ua, matched, browser; ua = navigator.userAgent; ua = ua.toLowerCase(); var match = /(chrome)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(webkit)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(opera)(?:.*version|)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(msie)[\s?]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(trident)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || ua.indexOf("compatible") < 0 && /(mozilla)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || []; browser = { browser: match[ 1 ] || "", version: match[ 2 ] || "0" }; matched = browser; //IE 11+ fix (Trident) matched.browser = matched.browser == 'trident' ? 'msie' : matched.browser; browser = {}; if ( matched.browser ) { browser[ matched.browser ] = true; browser.version = matched.version; } // Chrome is Webkit, but Webkit is also Safari. if ( browser.chrome ) { browser.webkit = true; } else if ( browser.webkit ) { browser.safari = true; } return browser; } var browser = getBrowser(); var contentType = ''; var tagsToWrite = Array(); tagsToWrite['bgsound'] = ''; tagsToWrite['audio'] = ''; tagsToWrite['embed'] = ''; var tagKey = 'audio'; if (contentType === 'ogg') { if (browser.msie || browser.safari) { //does not support ogg in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'wav') { if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'mp3') { //all modern browser support mp3 in audio tag tagKey = 'audio'; } else { //all other types, preserve old behavior if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'embed'; } } document.write(tagsToWrite[tagKey]); Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol