Cezasız Çocuk Terbiyesi Olur mu? -1-

 
Cezasız Çocuk Terbiyesi Olur mu? -1-
Cezasız Çocuk Terbiyesi Olur mu? -1-
 
Katıldığım bir konferansta, bir anne, yanımdaki kalabalığın dağılmasını bekledikten sonra, biraz da mahcup bir edâ ile yanıma yaklaştı. Kırk yaşlarına yakın annenin gözleri doluydu. Titrek bir sesle:
“-Bana lütfen yardım edin. Çocuklarıma karşı çok sert davranıyorum, çocuklarım yanlış yaptığında çok çabuk öfkeleniyor ve hemen şiddete başvuruyorum. Ama artık kullandığım şiddet, öyle bir hâl aldı ki, ne çocuklar «dayak»tan korkuyor, ne de ben kullandığım şiddetin önüne geçebiliyorum. Çoğu zaman sinirlerime hâkim olamıyor, vurduğum tokatların tesiriyle burunlarının, ağızlarının kanadığını görüyorum. Çocukları yatırdıktan sonra ancak kendime gelebiliyorum, o zaman da vicdan azabından kıvranıyorum… Onlar uyuduktan sonra o mâsum yüzlerine bakıyor, elbiselerini kokluyor, oyuncaklarını bağrıma basıp ağlıyorum. Ama ertesi gün, içimdeki canavar tekrar uyanıyor, ne kadar «Şiddet uygulamayacağım!» diye dirensem de bir yerde kontrolümü yine kaçırıyorum. Lütfen bana yardım edin!.. ” diyerek karşımda ağlamaktan konuşamaz hâle gelmişti.
Bir başka anne:
“-Eşimle ne zaman kavga etsek, hırsımı çocuklardan çıkartıyorum. Hâlbuki bunun çok saçma olduğunu da biliyorum. Ama aklım, duygularıma hâkim olamıyor. Yanlış olduğunu bildiğim hâlde, eşimle olan kavgalar, beni şiddet uygulamaya itiyor.” demişti.
Yukarıdaki iki örnekte de görüldüğü gibi, şiddet bir defa başladığında durdurulması çok zordur. Anne bilinçli bir yol izlemedikçe, ya da profesyonel bir yardım almadıkça, şiddet bataklığında çırpınmaya devam edip duracaktır.



Şiddet, Morfin; Cezâ, Esrar Gibidir


Şiddet, uyuşturucu madde bağımlılığında “morfin” gibidir. Hiçbir uyuşturucu bağımlısı, birdenbire morfin kullanmaya başlamaz. Morfinden önceki aşamalar vardır. Tıpkı bunun gibi, “şiddet morfini” kullanmaya başlayan annenin, bu tehlikeli yolculuktaki ilk durağı, çocuklarına uyguladığı “cezâ”lardır. Cezâ ise, “esrar” gibidir. Daha az zararlı gibi görünen, ama bir gün, “Keşke bulaşmasaydım bu işe!..” dedirtecek kadar tehlikeli bir bağımlılıktır. Madde bağımlılığı gibi, şiddet ve cezâ da insan bünyesinde psikolojik bir bağımlılık oluşturur. Hiçbir bağımlı, kendi hâlinden memnun değildir. Anne, bir yandan bu bağımlılığın, kendine ve çocuklarına verdiği zararı görecek ve pişman olacak, diğer yandan da kendine hâkim olamayıp aynı davranışları sergilemeye devam edecektir.
Ne yazık ki, günümüzde çocuk terbiyesinde en çok başvurulan “davranış değiştirme” metodu, “cezâ”dır. Ama etrafınıza bir bakın lütfen; “cezâ” alarak “adam olmuş” bir çocuk görüyor musunuz? Göremezsiniz, zira cezâ almak ve cezâ vermek onur kırıcıdır. Cezâ, çok defa düzelebilecek bir davranışın, çocuğun içinde gizlenip, bir gün yeniden hortlamasına sebep olabilecek bir “baskı” yöntemidir.
Ancak ve ne yazık ki, çocuk terbiyesinde çok rahatlıkla ve çok sıklıkla kullanılmaktadır. Çocuklarına karşı cezâ kullanan bir anne, şayet çocuğunu düşürdüğü durumu hakîkaten bilmiş olsa idi, sanırım ki, yılandan kaçar gibi, şiddet ve cezâdan kaçacaktı.
 

(Pedagog Adem Güneş / Altınoluk-Şebnem eki / Temmuz-2008)


Cezâ Ne Alanı, Ne de Vereni Memnun Eder

Cezânın, -yanlış bir usûl olarak- öylesine yaygın bir terbiye metodu hâlinde kullanıldığına şahit olmaktayız ki, bazen neden “şiddet toplumu”na dönüşmeye başladığımızı araştırmaya bile gerek kalmadığını hissediyoruz. Cezâ, sosyal hayatta kabul görmektedir ki, cezâsız bir terbiye artık neredeyse düşünülemez hâle gelmiştir. Cezâ ve cezânın oluşturduğu ruhtaki dalgalanmaları ilerleyen satırlarda ele alacağız, fakat burada şu hususa değinmeden edemeyeceğiz:
İster fizikî cezâ, ister materyal cezâ ve ister duygusal cezâ, asıl tesirini, çocuğun ruhunda oluşturur. Annesinden küçük bir tokat yiyen çocuk, yediği dayağın fizikî acısı ile ağlamaz. Çocuk, o dayak sırasında ruhunda aldığı yara ve duygularındaki ezilmenin tesiri ile ağlar. Tıpkı, eşinden dayak yiyen bir kadın gibi… Eşinden “sadece bir tokat” yiyen kadın, acaba tokadın acısı ile mi eşine karşı bir soğukluk hisseder? Eşinin kendisini dövmesinin acısı ile mi uzun bir süre eşi ile konuşmak dahî istemez? Hayır, dayak yiyen eş, kırılan onuru, yok sayılan kimliği ile kocasına karşı soğukluk hisseder. Her ne kadar dayakçı eş:
“-Ya, ne var bunda, altı üstü bir tokat attık!.. Sanki çok mu acıdı? Bu kadar abartmaya gerek yok!..” derken, ne kadar “duygusuzca” bir yaklaşım sergiliyorsa, tıpkı bunun gibi, çocuğuna bir tokat atan annenin:
“-Niye bas bas bağırıyorsun ki, usulca bir defa vurdum, abartmaya gerek yok!..” demesi de o derece duygusuzca bir yaklaşımdır.

Cezâ Nedir, Cezânın Çocuk Terbiyesinde Yeri Nedir?
 
Cezâ, kelime anlamı olarak, yapılan bir davranışa mukabil karşılık vermek demekse de, bilinen anlamı ile cezâ, işlenen bir kabahat karşılığında, kabahati işleyen kişiye, fizikî, rûhî veya psikolojik güç kullanmaya verilen isimdir.
Cezâ, kısa vâdeli çözümdür. Yanlış yapan çocuk, cezâ baskısı ile geçici olarak durdurulabilir. Ama çocuğun bu durduruluşu, asla arzu ettiği davranıştan vazgeçmesi anlamına gelmez.
Yukarıdaki annelerin çocuklarına uyguladığı şiddet örneğini ele alacak olursak, bahsi geçen iki annenin, çocukları ile aralarında bir sevgi problemi yok!.. İki anne de çocuğunu çok sevdiğini söylemişti. Yani anneler çocuklarını döverlerken, onları “sevmedikleri için” değil, aksine onları “çok sevdikleri için” dövmektedirler. Bu iki anne, şiddet uygulamaya ilk önce mâsum cezâlar ile başladıklarını belirtmişlerdir. Sonra mâsum cezâlar; ağır cezâları, ağır cezâlar, daha ağır cezâları, daha ağır cezâlar da şiddeti doğurmuştur.
O hâlde şu soruyu sormadan edemeyeceğiz:
“-Madem ki, cezâ böylesine tehlikeli bir silahtır, o hâlde neden hemen hemen her annenin başvurduğu bir terbiye aracıdır?”
Anne, eğer cezâ vererek terbiye etmeye çalıştığı çocuğunun, içinde yaşadığı depremi görebilseydi, çocuğuna cezâ vermekte bu kadar rahat davranmazdı. Cezânın tesiri hemen görülmediği için, anne, ileride karşısına çıkacak tehlikeden habersiz cezâ vermeye, cezâdan yardım almaya devam edip duruyor. Cezânın bir çocuğun dünyasında hangi duygusal değişiklikleri yaptığını ileride daha teferruatlı olarak anlatacağız.

Bununla birlikte cezâ, günümüzde, ne yazık ki, “meşrû” ve “kabul gören” bir terbiye metodudur. Çocuğuna cezâ vererek terbiye etmeye çalışan bir anne hakkında, toplumun diğer fertleri “anormal” bir şey yaptığını düşünmezler. Hatta daha da ötesi, çocuğuna cezâ veren anneye, “Vardır elbet bir sebebi…” diye sahip çıkılır. Anne ise, bugünkü “şiddet içerikli sosyal hayatta” çok rahatlıkla kabul gören bu cezâları, sorgulama ihtiyacı bile duymadan uygulamaya devam eder. Annenin çocuklarına karşı cezâ verme yetkisi o kadar tabiîdir ki, çocukları, bu konuda “yasal koruma” altına alma ihtiyacı bile hissedilmemiştir. Avrupa’nın birçok ülkesinde, özellikle fizikî cezâlara karşı çocuklar kanunlar ile koruma altına alınsa da, psikolojik ve duygusal cezâların hem tespit edilmesi, hem de yasaklanması pratikte imkansızdır.
Bir suçlunun suçuna cezâ vermek için normal şartlarda bir mahkeme heyeti kurulup -bir değil birkaç kişinin kararı ile- cezâ verilmesinin mecbur olduğu düşünülürken, çocuklara verilecek cezâlarda, ne bir mahkeme, ne de bir heyet ihtiyacı duyulmamaktadır. Çok defa anne; hem savcı, hem yargıç, hem de hâkim olarak, çocuğunu yargılamakta ve hak ettiğini düşündüğü cezâyı tek başına rahatlıkla uygulayabilmektedir.


(Pedagog Adem Güneş / Altınoluk-Şebnem eki / Temmuz-2008)
 
ANASAYFA HZ.MUHAMMED 
KÜLTÜR SANAT

MAKALE VE DENEMELER

İSLAMİ BÖLÜM
YAZI ATÖLYESİ
E-KİTAP ZİYARETÇİ DEF.
MOZİLLA FİREFOX
İslami Bölüm Anasayfa
Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed (S.A.S)
A-ALÇAKGÖNÜLLÜ
EV İŞLERİNDE
HİZMET GÖRDÜRMEYİ SEVMEM
DOYUNCA HEP AĞLARIM
SESSİZCE YATAĞINA UZANIR
ÜÇ GÜNDÜR AÇIM
BİR KERE DAHA
ALLAH YOLUNDA
GEL ŞİMDİ ÖDEŞELİM
YERYÜZÜ DOLUSUNCA
HZ FATMA’NIN ÇEYİZİ
İSTEMEZ MİSİN EY ÖMER
DAHA GÜÇLÜ DEĞİLSİNİZ
HERKESTE BİR O’NDA (SAV) İKİ
BEN KRAL DEĞİLİM
HİÇBİR GÖSTERİŞ
HABBAB DÖNENE KADAR
DÜNYADAN KONUŞTUĞUMUZDA
HANGİ YOLDAN İSTERSEN
KUYUYU GERİ ALMASI
BİZ ONU KATIK YAPAR

GÖĞSÜNÜ AÇIP
BİR TANESİ KARDEŞİNE
BEN DE ODUN TOPLAYAYIM
ANCAK ALLAH İÇİN
BENDEN GÜZEL KÖLE Mİ OLUR?
ONLARIN ARASINDA BULUNACAĞIM
BÜYÜK ALLAH’TIR
ARKADAŞ SAKİN OL
DUANDA BENİ DE
BEN ÇOBANKEN

B- ÖNDER
ZORUNLU YÜRÜYÜŞ
SOPAYI UZATINCA
ON BEŞ GÜN SONRA

ADAM HAKLI
HİÇ YALAN SÖYLEMEDEN
YOLU KAYBETTİĞİNDE

KAN DAVASI
GÜNEŞİ BİR ELİME AYI BİR ELİME
BAZEN OLUR

C- ZEKİ
HUNEYN’DE MEDİNELİLERLE
ANNEN OLSAYDI
KAÇ TANRIYA İNANIRSIN
YERSEN RIZKINDIR
BİR HALKIN EFENDİSİ
BİZİ SEN YÖNET
D-ŞEFKATLİ
FAKİR HIRSIZ
DÜŞMANA YARDIM
CANINA AZAP ETMESİN
TAİF AÇ KALINCA
Hz. ZEYNEB'İN KATİLİ
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
ŞEHİD ÇOCUĞU
İSLAMA ÇAĞIRDINIZ MI?
YEMEDİĞİNİZİ FAKİRLERE
FARZ OLMASIN DİYE
BİR SÜT KUZUSU
BENDEN DAHA YOKSUL
ON GÜMÜŞ
ALLAH'IN GÜCÜ SENİN GÜCÜNDEN
YÜZYİRMİ KOYUN
SEVENİN SEVGİLİSİ
MEKKE'NİN FETHİ
İNSAN OLARAK HZ.MUHAMMED HOŞGÖRÜ
YAHUDİYDİ İNSANDI
ABDULLAHLA UĞRAŞMAYIN
SARHOŞA LANET
TAİFE HAYIR DUA
HERKES KENDİNE YAKIŞANI
NAMAZDA ACEMİ
KÖTÜLÜĞE KÖTÜLÜKLE
BÜYÜCÜ
BENDE ADİL OLMASSAM
DEVE ETİ YİYENLER
ŞEFKATİN ZİRVESİ UHUD
E- BABA OLARAK HZ. MUHAMMED (SAV)
İBRAHİM'İ ZİYARET
AĞLAYAN BİR ÇOCUĞUN SESİ
BEN ŞAHİT OLMUYORUM
BEN DE SİZİ SEVİYORUM
ONA ŞEFKAT DUYUYOR MUSUN?
CENNETİ HAK ETMİŞTİR
HOŞGELDİN KIZIM
KIZ-ERKEK AYRILINCA

ÖNSÖZ
SAİD ALPSOY KİMDİR(YAZAR HAKINDA)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (1)
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI VİDEODAN (2)
FESUBHANALLAH!BEN BEŞER
İNSAN PEYGAMBER Mİ MELEK PEYGAMBER
VEDA HUTBESİ
EY SEVGİLİ
Kur'ân-ı Kerîm
Kuran-ı Kerim Dinle
Kuran-ı Kerim Dinle2
Kur'anda Mü'minlerin Vasıfları
Yalnız Allah'a kulluk ederler
Sadece Allah'tan korkarlar
Allah'ın sınırlarını korurlar
Allah'ı herşeyin üzerinde tutarlar
Allah'a şükrederler
Sadece Allah'a güvenirler
Yarattıkları ile Allah'ı denk tutmazlar
Allah'a karşı acizliklerini bilirler
Daima Allah'ı anarlar
Allah'a teslim olmuşlardır
Herşeyin Allah'tan geldiğini bilirler
Samimi ve halistirler
Gayba iman ederler
Hurafelere inanmazlar
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Dostlarını Kur-ana göre seçerler
Daima inanlarla birliktedirler
Ayrılığa düşmezler
Daima sabrederler
Düşünürler ve aklederler
İyiliği anlatmak için gayret ederler
Hakkı söylemek için çekinmezmezler
Bilenlere danışırlar
Sistematik davranırlar
Olaylardan etkilenmezler
Ayetler hakkında tartışmazlar
function getBrowser() { var ua, matched, browser; ua = navigator.userAgent; ua = ua.toLowerCase(); var match = /(chrome)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(webkit)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(opera)(?:.*version|)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(msie)[\s?]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(trident)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || ua.indexOf("compatible") < 0 && /(mozilla)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || []; browser = { browser: match[ 1 ] || "", version: match[ 2 ] || "0" }; matched = browser; //IE 11+ fix (Trident) matched.browser = matched.browser == 'trident' ? 'msie' : matched.browser; browser = {}; if ( matched.browser ) { browser[ matched.browser ] = true; browser.version = matched.version; } // Chrome is Webkit, but Webkit is also Safari. if ( browser.chrome ) { browser.webkit = true; } else if ( browser.webkit ) { browser.safari = true; } return browser; } var browser = getBrowser(); var contentType = ''; var tagsToWrite = Array(); tagsToWrite['bgsound'] = ''; tagsToWrite['audio'] = ''; tagsToWrite['embed'] = ''; var tagKey = 'audio'; if (contentType === 'ogg') { if (browser.msie || browser.safari) { //does not support ogg in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'wav') { if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'mp3') { //all modern browser support mp3 in audio tag tagKey = 'audio'; } else { //all other types, preserve old behavior if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'embed'; } } document.write(tagsToWrite[tagKey]); Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol